top of page

Araç Değer Kaybı Nasıl Oluşur?

Güncelleme tarihi: 5 May




Araç mahrumiyet veya ikame araç bedeli, trafik kazası neticesinde aracı hasar gören tarafın aracının hasarının onarıldığı süre boyunca aracından mahrum kalma zararını ifade eden haksız fiil tazminatıdır. Aracın şahsi değil, ticari maksatla kullanımının söz konusu olduğu hallerde bu zarar kalemi kazanç kaybı olarak adlandırılır.


Bahsi geçen zarar kalemi, tarafların trafik kazasındaki kusur nispeti oranında belirlenmekte olup mahrumiyet zararı ZMMS poliçe limitleri veya ihtiyarı Kara Taşıtları sigortası olan KASKO sigortası kapsamında değildir.


Araç mahrumiyet veya ikame araç bedelinin, ZMMS veya KASKO poliçesi limitleri dahilinde olmama nedeni, bu zararın doğrudan değil dolaylı zarar kalemi olarak değerlendirilmesinden ileri gelmektedir. Doğrudan zarar, hukuka aykırı fiile maruz kalan kişinin bu sebep nedenle doğrudan uğradığı zararlardır. Dolaylı zarar ise, hukuka veya sözleşmeye aykırı fiil nedeniyle kişinin doğrudan uğradığı zarara ilaveten, doğrudan zarara bağlı ve bu sebepten dolayı uğradığı ek zararlardır.


Araç mahrumiyet zararı, aracın kaza nedeniyle meydana gelen hasarının onarımı için geçecek süre ile aynı özelliklerdeki bir aracın kaza tarihindeki günlük piyasa rayiç kiralama değeri üzerinden tarafların kusur oranı referans alınarak hesaplanmaktadır.


Nitekim Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 23.05.2006 tarihli ve 2006/300 E., 2006/4553 K. sayılı Kararı’nda, “Davacı vekili, davalı şirket adına kayıtlı davalı H Yavuz idaresinde bulunan 06 ... 81 plakalı aracın müvekkiline ait 52...318 plakalı araca çarpması nedeniyle araçta 4.500.000.000.TL değer kaybı belirlendiğini aracın 40 gün tamirde kalması nedeniyle ikame araç bedelinin 4.000.000.000 TL'ya yakın olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 1.000.000 TL değer kaybı, 1.000.000.000 TL ikame araç bedelinin olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsilini talep etmiş, 18.02.2005 tarihli dilekçesi ile değer kaybı talebinin 500. YTL araç mahrumiyeti bedelini 1.400.YTL arttırarak talebini toplam 4.000 YTL olarak ıslah etmiştir… Davacı Hikmet'in temyizi araç mahrumiyeti talebinin reddine ilişkindir. Alınan bilirkişi raporu ve dinlenen şahit beyanlarına nazaran davacının fırıncı olduğu ve kazaya uğrayan aracı ekmek dağıtım işinde kullandığı anlaşılmaktadır. KAZA NEDENİYLE ARACINI KULLANMADIĞI SÜRENİN DELİLLERİNE GÖRE DEĞERLENDİRİLEREK DAVACI LEHİNE, ARAÇ YOKSUNLUĞU TAZMİNATINA HÜKMEDİLMESİ GEREKİRKEN YAZILI OLDUĞU GİBİ ARAÇ MAHRUMİYETİ TAZMİNATI TALEBİNİN REDDEDİLMESİ DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR. Sonuç: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına (BOZULMASINA)...” şeklinde hüküm kurulmuştur.


Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 01.04.2013 tarihli ve 2012/16732 E., 2013/4581 K. sayılı Kararı’nda da, “...818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 105. Maddesine göre, bir şeyin kısmen hasar görmesi halinde, kullanılamamasından doğacak zararlar sorumlu kişiden talep edilebilir. Motorlu araç zarar görmüş ise, aracın kullanılış amacına göre araçtan mahrumiyet zararı belirlenmelidir. Bu durumda mahkemece, araç tamir edilmiş ise tamir süresince araç mahrumiyet bedelinin, pert kabul edilmiş ise kaza tarihinden yeni bir araç satın alınmasına kadar geçecek makul süre için araç mahrumiyet bedelinin hesaplanması gerekir. Somut olayda, davalı-karşı davacılar vekili, müvekkillerine ait kamyonetin kaza nedeniyle pert olduğunu, kamyonetin kaza öncesinde işyerinde kullanıldığını, yeni araç alınmasının 9 ay sürdüğünü belirterek bu sürede meydana gelen kazanç kaybını davacı-karşı davalıdan talep etmiş, delil olarak kaza tutanaklarını, sigorta şirketi hasar dosyalarını delil olarak göstermiştir. Kaza tespit tutanağında, davalı-karşı davacılara ait araçta 15.000,00 TL'lik hasar olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, araca ilişkin varsa hasar dosyası ilgili sigorta şirketinden getirtilmeli, davalı-karşı davacılara bu konuda ispat imkânı verilmeli ve gerektiği taktirde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 43. Maddesine göre uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekirken aksi düşüncelerle talebin tümden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA...” şeklindeki hükmü ile motorlu aracın zarar görmesi halinde, aracın kullanılış amacına göre, araçtan mahrumiyet zararının belirlenmesi ve araç tamir edilmiş ise tamir süresince araç mahrumiyet bedelinin hesaplanması gerektiği vurgulanmıştır.


Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2015/17333 K. 2016/3648 T. 23.3.201 Sayılı Kararı’nda,” ...Öncelikle, bu kazada kusuru bulunan araç sahibi ve sürücüsünün bu zarardan birlikte sorumlu olduğunu belirtelim. BORÇLAR HUKUKU’NA GÖRE, BİR ŞEY HASAR GÖRDÜĞÜ ZAMAN, ONUN KULLANILAMAMASINDAN DOĞACAK OLAN ZARAR, BU ZARARDAN SORUMLU KİŞİDEN TALEP EDİLEBİLİR. Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm olmadığı takdirde, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Bu nedenle, araç mahrumiyeti sebebiyle olduğu iddia edilen zarara dair deliller ibraz edilmeli, zarar gördüğünü iddia eden tarafın ne iş yaptığı, aracını ne maksatla kullandığı, evi le işi arasında kat ettiği mesafe belirlenmeli, araç kullanılırken yapılması gereken zorunlu giderler de belirlenecek olan zarardan indirilmelidir. Aracın ne kadar süre içerisinde tamir edileceğine dair, bilirkişi raporu da düzenlenmesi gerekmektedir. Eğer, araç mahrumiyetine dair delil sunulamıyorsa, bu durumda Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi 2. fıkrasına göre, hakkaniyete uygun bir bedel tayin ve takdir edilmesi gerekmektedir...” yönünde hüküm kurulmuş olup araç mahrumiyetine ilişkin delil sunulamaması halinde bile hakkaniyet kuralları gereği Borçlar Kanununca uygun bir bedelin tayin ve takdir olunması gerektiğine dikkat çekilmiştir."


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Commenti


bottom of page